Bu yazımda sizlerin de katkısı ile bir tartışma ortamı yaratmak istiyorum.
ITIL Tabanlı BT yönetiminde, BT’den talep edilen her bir istek(operasyonel veya yeni hizmet) birer servis olarak ele alınır. Talep eden(Müşteri) ile Talebi karşılayacak olan(BT)’lar arasında karşılıklı olarak Servis Hizmet Seviyeleri(Service Level Agreement – SLA) ve Operasyon Hizmet Seviyeleri(Operational Level Agreement – OLA) belirlenir. Bunlar Hizmet verecek olan birimin performansını ölçmede KPI(Key Performance Index)-Anahtar Performans Endeksi olarak ele alınır.
Ben burada ITIL bakış açısının Projeye uygulanıp uygulanamayacağını tartışmak istiyorum. Böyle bir yaklaşımla, Proje Performansından sadece Proje Yöneticisini sorumlu tutumak yerine bu sorumluluğu tüm ekibe dağıtarak herkesin bir şekilde elini taşın altına sokması sağlanabilir mi? Müşteriyi ve tedarikçileri proje yöneticileri olarak böyle bir yapıya ikna edebilir miyiz?
Aşağıdaki gibi bir organizasyon yapısı düşünelim;
Müşteri tarafının altına bir çok pozisyonu ekleyebiliriz. Fakat temel olarak “Müşteri” diye adlandırdığımız birim, projeden gerçekleştirilmesinden kaynaklanan ödemeyi yapan ve müşteri organizasyonunda tepelerde bulunan “Proje Sponsoru”, Proje sonunda ortaya çıkan ürünün sahipliğini üstlenecek kişi ya da birim olan “Ürün Sahibi”, ortaya çıkan ürünün yaşam döngüsü içinde devamlılığı sağlayacak operasyonel işleri yapan “Ürün İşleticisi”, en sonunda da ortaya çıkacak ürünü müşteri tarafında kullanacak olan “Ürün kullanıcısı” taraflarından oluşmaktadır.
Proje Ekibi tarafında ise, bir çok projeyi üst düzeyde takip eden, o projeden sorumlu yüklenici taraftaki en üst düzey kişi olan “Proje Koordinatörü”, Projenin belirlenen kapsam, zaman, maliyet, kalite içersinde tamamlanmasını sağlayan, riskleri yönetip, ilgili birimlere iletmekle görevli “Proje Yöneticisi”, projedeki işleri bir fiil yapacak olan yüklenici tarafındaki veya yüklenicinin tedarikçileri tarafından sağlanan “Beşeri Kaynaklar” ve bu kaynakların bir fiil idari yöneticisi “Beşeri Kaynak yöneticileri”, proje süresince kullanılarak tüketilecek veya kullanılarak fayda sağlayacak yüklenici tarafındaki veya tedarikçiler tarafından temin edilen “Materyal” dediğimiz birimler bulunmaktadır.Bu Materyal kavramının içine projeden projeye değişmek kaydı ile, kablodan, çimentoya, kamyon’dan kiralık server’a, lisanslama maliyetlerine kadar bir çok kalem ekleyebiliriz.
Şekilde görüldüğü üzere bazı birimler arasında çift yönlü KPI’lar mevcut iken bazı birimlerde tek yönlü KPI’lar bulunmakta. Örneğin Müşterinin, yüklenici taraftan istediği belirli bir performans ölçüsü varken, yüklenicinin de müşteriden proje süresince beklediği bir performans olacaktır. Bazı birimler arasında da tek yönlü olmak üzere performanslar belirlenebilir.
Burada önemle vurgulamak istediğim, bir proje yöneticisi olarak projedeki her bir bileşeni hizmet aldığımız bir servis gibi, kendimizi de her bir bileşene servis verir gibi düşünmektir.
Ne dersiniz? Servis yaklaşımlı, sıkı ölçümlemeye dayalı proje yönetimi uygulanabilir mi?