Geçmişe Yolculuk!

Kariyer ve proje yönetimi ile ilgili epey yazı yazdım. Biraz da farklı bir konuyu ele almak istedim. Herkesin hayalinde olan zamanda yolculuk! Kimisi geleceğe gidip nasıl bir hayatının olacağını merak eder, kimisi ise geçmişe gidip eski günleri görmek ya da geçmişte yapılan bazı hataları düzeltmek ister. Sebep her ne olursa olsun bu mümkün müdür? Gelin bunu hasbel kader okuduğum ve izlediğim bilimsel yayınlara göre açıklamaya çalışayım.

Einstein’in izafiyet(görelelik) teorisini duymuşsunuzdur. Bu teoriye göre aslında 3 boyutlu dünyada değil 4 boyutlu bir dünyada yaşıyoruz. Zamanın da yaşadığımız evrende bir boyut olduğunu söylüyor bu teori. Uzayda bir konumu belirtirken 3 boyutlu koordinatların yanı sıra zamanı da belirtmemiz gerekiyor. Çünkü uzaydaki her farklı konumda algılanan zaman birbirinden farklı olabilir. Sizin şimdi dediğiniz an uzayın farklı bir yerinde geçmiş-veya gelecek olarak algılanıyor olabilir. Örneğin açık ve güzel bir gecede çok gelişmiş bir teleskopla bir yıldıza baktığınızı düşünün. Sizin için yıldızda gördüğünüz görüntü şu andır. Ancak siz aslında o yıldızın belki binlerce yıl önceki geçmişini görüyorusunuzdur.

Zamanın farklı algılanmasını sağlayan 2 unsur bulunmakta. Bunlardan birisi hız, diğeri ise kütle çekimi. Teoriye göre bir cismin hızı ışık hızına yakın hızlara çıkarsa, zaman o cisim için yavaşlar. Dışardan bu cismi gözlemleyen kişi de onu sanki yoğun bir sıvının içinde yavaşça hareket ediyormuş gibi görür. Dolayısı ile bu cisim için zaman yavaş akarken bu bu hızda olmayan birisi için zaman normal hızda akar. Bu da ışık hızına yakın hareket eden cismin bu hızda hareket etmeyen nesnenin zamanına göre geleceğe yolculuk etmesi anlamına gelirr. Aslında siz her araba ile seyahat etttiğinizde etmeyen kişiye göre zamanda geleceğe seyahat ediyorsunuz. Ancak bunu algılayamamızın sebebi düşük hızlardaki zaman sapmasının bizim hissedemeyeceğimiz miktarlarda olmasıdır.

Zamandaki sapmaya yol açan diğer bir unsur ise kütle çekimi. Kütle çekimi bir cisim için ne kadar artarsa onun için zaman o kadar yavaş akar bu da bu cisim için geleceğe yolculuklutur. Interstaller (yıldızlar arası) filminde izlemişsinizdir. Kara delik denen sönmüş yıldızlar kendi içlerine çöktükleri için muazzam bir yer çekimi vardır. Öyle ki ışık bir bile bu kütle çekiminden kurtulamaz. Bu filimde anlatıldığı gibi eğer bu karadeliğe yakın bir yerde belli bir süre geçirebilseydik bizim için zaman yavaşlayacak, orada geçirdiğimiz 1 saat dünyada 10 yıllara tekabül edebilecekti. Aynı mantıkla, gökdelenin en üst katında bulunan birisi için zaman kütle çekiminin daha fazla olmasından dolayı en alt katında bulunan birisine göre daha yavaş akar.

Şimdi buraya kadar anlattıklarım hep geleceğe yolculuk ile ilgili. Eğer yüksek hızlara çıkmayı başarabilirsek veya kara delik yakınlarında zaman geçirebilecek bir teknolojimiz olursa geleceğe seyahat etmek teoride mümkün görünüyor. Peki ya geçmişe yolculuk?

Teori, bunun bazı sebeplerden dolayı mümkün olmayacağını söylüyor. Peki neden? Zamanda geçmişe yolculuk etmenin yolu uzayda teorik olarak olduğu varsayılan ancak henüz ispatlanamamış olan solucan delikleri vasıtası ile mümkün olabiliyor. Solucan delikleri uzayda iki farklı T anını birbirine bağlayan kestirme yollar. Ve iddaya göre uzayda bir çok solucan deliğinin bulunması gerekiyor. Hatta ışık hızlarında bile binlerce yıl sürebilecek seyahatlar bu solucan delikleri vasıtası ile insan ömrü süresinde gerçekleştirilebilir.

Peki solucan delikleri iki farklı T anını birbirine bağlayabiliyorsa, uzak gelecekte bu seyahati mümkün kılan bir teknoloji icat edilip neden gelecekten günümüze gelen birileri yok? Belki vardır biz göremiyoruzdur, belki de büyük baba paradoksu yüzünden bu mümkün değildir. Gelelim büyük baba paradoksunu açıklamaya; Bu paradoksa göre eğer siz geçmişe yolculuk edip sizin büyük babanız olduğunuzu bildiğiniz birisini daha çocukken öldürürseniz, sizin varlığınızın da yok olacaktır. Çünkü o hiç bir zaman evlenemeycek, çocukları olmayacak dolayısı ile torunları olmayacak, yani siz de olmayacaksınız. Hatırlarsanız bu paradoks Geleceğe Dönüş filminde Marti Mcfly’ın annesinin babası yerine kendisine aşık olması sonucunda kendi varlığının tehlikeye girmesi şeklinde filme konu edilmişti.

Sonuç olarak zamanda yolculuk etmek bir çok kişinin hayali, ancak özellikle geçmişe yolculuk şu andaki bilgilerimiz ile mümkün görünmemekle birlikte aslında çok tehlikeli bir durum olabilir. Düşünsenize sizin şu andaki varlığınızı veya sürdüğünüz hayat milyarlaca koşulun ardı ardına oluşmasına borçulusunuz. Bunun gerçekleşme olasılığını bir hesap etsenize!!!. Geçmişe gidip sadece bir tuğlayı bile yerinden oynatmanız belki de sizin şu anda siz olmanızı sağlayan milyarlaca koşuldan birisini yok edebilir, önünüze çok farklı koşullar ile kombine edilmiş bir hayat sunabilir. Bana açıkçası biraz ürkütücü geliyor.

Dolayısı ile taş yerinde ağırdır diyelim hayatın bize neler getireceğine bakalım….

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s