Uzun yıllardır kurumsal şirketlerde çalışmış birisi olarak bu yazımda kurumsallık ile bunun karşıtı gibi görünen KOBI mantığını karşılaştırmak istiyorum.
Öncelikle KOBI’ler ile ilgili kitabı ve istatistiki bir kaç bilgi paylaşayım.
[Kısaca KOBİ’ler olarak bilinen küçük ve orta boy işletmeler, her ülkede olduğu gibi ülkemiz ekonomisinde de son derece önemli bir yer ve ağırlığa sahip olmakta ve adeta ekonomik canlılığın bir barometresi ya da göstergesi durumundadırlar. Zira küçük ve orta ölçekli işletmeler yalnızca büyük işletmelerin ürettiği aynı mal ve hizmetleri üretip onları rekabetçi ortama çekerek ekonomik canlılık kazandıran birimler değil, aynı zamanda büyük işletmelerin kullandıkları mamul ve yarı mamül girdileri üreterek onların gelişimini de tamamlarlar Diğer bir deyişle, bir yandan kendi başlarına büyüklerle rekabet içinde nihai . ürün ve hizmet üretmek suretiyle ekonomik kalkınmaya katkıda bulunurken; diğer yandan da büyük işletmeleri tamamlayarak veya destekleyerek birlikte katkıda bulunurlar. Böylece ekonomilerde bir yan sanayi oluşturarak büyük işletmelerle bir ortak yaşam kurarlar.Kaynak:www.ekodialog.com.].Türkiyede’de toplam işletmelerin %99’a yakını da KOBI’lerden oluşmaktadır. İstihamında çok büyük bir kısmı bu şirketlerimiz tarafından gerçekleştirilir. Çalışan sayısı da genelde 250 kişiden küçüktür.
Yazının başında dediğim gibi uzun yıllardır kurumsal yapılarda çalışıyorum. Bü süre içerisinde KOBI sınıfına giren şirketlerle de iş yaptığım için her ne kadar kurumsal yapılar kadar olmasa da haklarında belli bir bilgiye sahibim.
Yazının başlığı ile ilşkilendirmek gerekirse kurumsallık tepeden inme bir model ile maalesef kurulamaz. Şirket büyümesine paralel olarak yapılandırıması gereken kurumsallık her işletmeye de gerekli olmayabilir. İsterseniz kurumsal firma ile KOBI dediğimiz işletme modelinin avantaj ve dezavantajlarına bakalım.
Öncelikle KOBİ’ler. İyi niyetle, yüksek motivasyonla ve belli bir hayali gerçekleştirmek için kurulurlar. Patron şirketidir. Anlık kararlar alıp, çok hızlı bir şekilde yön ve kabuk değiştirebilirler. Innovasyon diye tabir edilen yenilikçi fikirlerin ortaya çıkması ve uygulanma olasılığı kurumsal firmalar göre çok yüksektir. Organizasyonel yapı tam oturmadığı için çalışanlar cross-functional dediğimiz birimler arası bir çok görevi aynı anda götürürler. Kariyer açısından yorucu ama çok şey öğrenebileceğiniz bir yapıdır.
Gelelim biraz da negatif yönlerine. Yukarıda bahsettiğim gibi patron şirketidir. Yapacaklarınız ve hayal gücünüz patronuzun vizyonu kadardır. Finansal istikrar çoğu zaman yoktur. Ekonomideki dalgalanmalardan çok fazla etkilenir, bu da çalışanların doğrudan kazançlarına hatta bulundukları pozisyona etki edebilir. Standart bir iş yapış biçimi olmadığı için kaos ortamında çalışıyor hissedebilirsiniz.
Peki kurumsal yapıların hiç mi avantajı dezavantjı yok. Olmaz mı. Önce olumlu yönler. KOBI’ler küçük tekneler ise bu şirketler transatlantik gibi düşünülebilir. Rahat ve konforlu yolculuk edersiniz. Ekonomideki dalgalanmalar, KOBI’de olduğu kadar işinize tehdit oluşturmaz. Organizasyonel yapı oturduğundan görev ve sınırlar bellidir. Her sürecin şeması ve hangi dökümanların kullanılacağı, bunları kimlerin onaylayacağına kadar süreçler tanımlanmıştır. Çoğu zaman patron şirketi değildir. Halka açık veya bir kısım hissedarların oluşturduğu yönetim kurulu ile yönetilir. Kolay kolay keyfi işten çıkarmalar yaşanmaz. Firmanın itibarını özgeçmişinizde güzelce kullanabilirsiniz.
Peki bu kadar güzel özelliğin yanında gelelim negatif yönlerine. Tam bir motivasyon ve yetenek öğütücüsüdür. Yüksek motivasyonlu ve birşeyler yapmak isteyen çalışanlar için cehennemdir diyebiliriz. Sadece görev tanımınız içindeki size verilen işi yapmanız, başkalarının ayağına basacak fikir ve önerilerden uzak durmanız gerekir. Bir değişimin gerçekleşmesi minimum 1 seneden önce olmaz. Hayatınız sunum hazırlamak, onay almak, onayın onayını almak ile geçer. 1 aylık işi yapabilmek için 6 ay ikna ve anlatım eforu harcamanız gerekir. Organizasyon büyük ve çalışan sayısı fazla olduğu için terfi almak KOBI’lere göre oldukça zordur. İş yapmaktan ziyade başka yeteneklerinizi de geliştirmeniz gerekir. Patron şirketi olmadığı için harcanan paralara ve nerelere harcandığını görünce dudağınız uçuklar. Sizin 5 yılda kazanacağınız para saçma sapan bir reklam ajansına 1-2 gün sürecek bir iş için verilebilir. Daha bu tip örnekleri çoğaltmak mümkün ama burda bırakmak ve yazyı eğlenceli bir biçimde bitirmek istiyorum.
Yazının başlığında bellirttiği gibi kurumsallık ile şirketin büyümesi paralel gitmeyince komik durumlar ortaya çıkabilir.Bu durum sevdiğim bir şov programı olan Güldür Güldür’de güzel bir skeç olarak işlenmiş. Buyrun biraz izleyip neşelenin