Bildiğiniz gibi toplum bilimciler ve pazarlamacılar insan davranışlarını daha kolay anlayabilmek için yaşadığı döneme göre gruplamaktadırlar. Bunların adları ve dönemleri bir çok yerde farklı farklı yazılsa da X,Y,Z jenerasyonları kulağınıza çalınmıştır. Kabaca X jenerasyonu 1966-1976, Y jenerasyonu 77-94, Z jenerasyonu ise 94’den günümüze kabul edilmektedir. Bu jenarasyonlar arasındaki farkı özellikle de X ve Z arasındakileri artık daha fazla hissetmeye başlıyoruz. En tehlikelileri olan Z için ise durum daha farklı, tehlikeli olmalarının sebebi bilgisayar, İnternet ve sosyal medya ile doğmuş, büyümüş ve büyüyecek olmaları. Ek olarak henüz iş ve üniversite hayatına tam olarak giremediklerinden onların davranışları ile ilgili çok fazla bilgimiz yok.
Benim de 7 yaşında bir oğlum var. Kendisi 3 yaşından beri bilgisayar, 6 yaşından beri de internet kullanıcısı. Kesinlikle daha talepkar ve kendisine söyleneni üstün körü kabul etmediği gibi otoriteyi de sorguluyor. Geçen gün kendisini nazik bir dille baba-oğul hiyerarşisini hatırlatma gafletinde bulundum. Kendisinden nasıl bir davranış sergilemesi konusunda beklentimi ilettiğimde kendisinden gelen cevapta şu idi: “Ben de senin daha oyuncu bir baba olmanı istiyorum”:)
Bu cevap karşısında şaşırmadım desem yalan olur. Çünkü bir otorite karşısında boyun eğmekten ziyade talepkar bir tutum izlemesi oldukça ilginç idi.
Buradan yola çıkarak bu kuşağın iş hayatına atılmaya başlaması ile birlikte o zamanın müstakbel “yöneticileri” olarak bizlerin “çoook eğleneceğini!!!” şimdiden söyleyebilirim. Ayrıca bu özgürlük ve kural tanımazlığın negatif yönü ile birlikte daha önce hiç görmediğimiz innovatif şeylerin de çoğalacağı aşikar.
Sonuç olarak Gen Z iş hayatında görevi devraldığında üretkenlik, innovasyon artacağı kesin ancak kuşak çatışmaları da en azından bizim dönem görevden çekilinceye kadar devam edecek gibi görünüyor.