Yıllar boyunca korku ve önyargıyla yaklaştım. 30’lu yaşlardan sonra yavaş yavaş motosiklet kullananlara çaktırmadan imrenir oldum. Sonra uzunca bir süre iskele kenarına kadar gelip denize atlayıp atlamama kararını bir türlü veremeyen insan tedirginliği yaşadım. Gönül istiyor ama sosyal çevre ve yanlı çıkan kötü haberler dolayısı ile vazgeçiyordum. Sonunda kararımı verdim…
Benimki biraz geç oldu belki, 38 yaşından sonra son 2.5 yılımı yaz/kış motor üstünde geçirdim. Bu sürede önyargı ve korkularımın çoğunun(hepsinin demiyorum) bilgisizlikten kaynaklandığını öğrendim. Motor kullanmak her anlamda bana pozitif etki yaptı. Profesyonel hayata da katkısı olduğunu düşünüyorum. Bunları madde madde belirteyim.
Birincisi yaşam kaliteniz artıyor. İstanbul’da yaşıyorsanız, mesafeden ve trafikten bağımsız işinize 20-25 dk’da gidip gelmek çok büyük bir konfor. Kendinize ve ailenize daha çok zaman ayırdığınız gibi dur kalk trafikteki negatif enerjinden kurtuluyorsunuz.
İkincisi, motor sürerken ana odaklanıyor olmanız. Motor sürmek, fizik ve mental açıdan arabadan bir hayli farklı. Arabada tonla şey düşürken bile sürüş gerçekleştirebilirsiniz. Ancak motorda anı yaşamazsanız her zaman demiyorum ama mutlaka birgün kaza yaparsınız. Ana odaklanmak da sizi işi stresinden bir nebze olsun kurtaran bir şey.
Diğeri, risk algısı ve hızlı karar alma yeteneğinizini geliştirmesi. Yüksek süratlerde hangi yoldan ya da aralıktan gitmeli, hangisi daha az riskli bunları hergün pratik etme şansınız oluyor. İş yaşamında da benzer stresli durumlarda işe yaraması muhtemel.
Başka bir faydası birden fazla şeye odaklanabilme. Aynı anda hem trafiği, hem motorun kondisyonunu, hem hava koşullarını aynı anda değerlendirmeniz gerek. İş yaşamında çok istenen birden fazla işi aynı anda yapabilme yeteneğine faydası olacaktır.
Bir diğeri, kişisel egoyu törpülemesi. Diğer motorcuları bilmem ama motor kullanırken hep savunma durumunda olduğunuz için size sataşanlar ve risk oluşturacağını düşündüğünüz durumlarda sinirlerinize hakim olmayı öğreniyorsunuz.
Son olarak da öz farkındalığınız çok artıyor. “Öz farkındalık”tan kastım siz birşey yaparken hani çizgi filmlerde kahramının omuzunda beliren hayali bir yansıma olur, ondan bahsediyorum. Çok hız yaptığınızda veya risk aldığınızda bu hayali karakter daha çok belirmeye ve sorumluluklarınızı hatırlatmaya başlıyor.
Aslında bu son madde yukarıda yazdığım şeylerin temelini oluşturuyor ve biraz yaş/olgunlukla ilgili bir durum. Bu sebep ile ben güçlü ve hızlı motorların mümkünse 30’lu yaşlardan sonra kullanılması taraftarıyım. Delikanlı çağlarda bu kadar güçlü makineler insanda “güç zehirlenmesi” yaratabilir.
Kalın sağlıcakla…