Projeler doğası gereği belirsizlik içerirler. Bu belirsizlikleri gidermek ve ortak bir amaca yürümek maksadı ile bir çok farklı kültür ve departmandan/şirketten kişiler birlikte uyum içinde çalışmalıdırlar.
Hangi tip proje olursa olsun proje takımının gerçekten bir “takım” olabilmesi için aşması gereken bir çok sorun vardır. Bu sorunların en önemlileri birbirinin huyunu suyunu tanımak, iş paylaşımı yaparak uyumlu bir şekilde hedefe yürümektir. Proje paydaşları arasında iletişim ve uyumu sağlamak zaten zor iken, çok uluslu projelerde bu sorun daha da büyüyerek karşımıza gelir.
Mercedes-Benz Turk A.Ş. bünyesinde 2 yıla yakındır çalışıyorum. Bu süre içerisinde orta-büyük ölçekte 2 çok uluslu projeye liderlik yaptım. Bu süre içerisinde yaşadığım zorluklar ve çözüm yollarım şunlar;
1) İletişim problemi
İletişimi doğru şekilde planlamak ve işletmek zaten zor ve emek isteyen bir iş iken işin içine bir de dil problemi girdiğinde iletişimi sağlıklı yürütmek bir hayli zor oluyor. Normalde yarım saatte üstünde anlaşmaya varılacak konular bazen 1 saatte anlaşılamayabiliyor. Daha vahimi bir taraf doğru anlattığını, diğer taraf doğru anladığını sanmasına rağmen çıkan sonuç iki tarafı da tatmin etmeyebiliyor.(İşin daha da vahimi her iki tarafın Türkçe konuşmasına rağmen bunun olabilmesi:)
Çözüm: İletişim şekli(Tele konferans, video konferans, yüz yüze) nasıl olursa olsun, emir tekrarında olduğu gibi ne anladığınızı toplantı veya konuşma sonunda teyit ettirin. Mümkünse toplantı tutanağı tutun ve bunu karşı taraf ile paylaşın.
2) Kültür problemi
Yerel projelerde bunu çok hissetmeyebilirsiniz ama çok uluslu projelerde bu bazen krizlere yol açabiliyor. Liderlik ettiğim projelerde Alman, Hollandalı ve Hong Kong’lu paydaşlarla çalıştım. Çalışma stillerinden hayata bakış açılarına kadar farklı kişilerin bir araya gelip ortak hareket etmesi tahmin edersiniz ki oldukça güç.
Çözüm: Çalıştığınız kişilerin mensubu olduğu toplulukla ilgili ön bilgi edinin ve kişileri iyi gözlemleyin. Projede hangi kültürden olursa olsun temel kullandığınız dil proje yönetim metodolojisi olsun. Çünkü bu İngilizce gibi her yerde hemen hemen standart ve beklentiler birbirine benzer.
3) Çalışma saatleri
Çalışma saatleri sanki önemsiz gibi gelebilir ama projelerde zaman zaman krizlere yol açabiliyor. Saat farkından tutun tatillere kadar dikkat edilmesi gereken bir çok nokta var.
Çözüm: Zaman ve kaynak planlaması yaparken paydaşların ait olduğu kültürdeki çalışma saatleri, milli/dini bayram zamanları, ne kadar izin kullandıkları, izin konusundaki hassasiyetlerine dikkat edin. Diğer türlü siz projede en önemli adıma geldiğinizde en önemli paydaşınız 2-3 haftalık tatile çıktığına şahit olabilirsiniz. Toplantıları mutlaka zaman farkı gözeterek ayarlayın, sizin için normal olan bir saat onlar için yemek vaktine denk geliyor olabilir.
4) Lokasyon problemleri
Yaşanan diğer zorluk ise paydaşlarınızla aranızdaki mesafenin çok olmasıdır. Her istediğiniz zaman yüz yüze görüşememek oldukça sıkıntı vericidir. Çoğu zaman telefonla halledilmeye çalışılan problemler ya çözülmeyebilir ya da daha da büyük problemler olarak size geri dönebilir.
Çözüm: Ne kadar uzak olursa olsun, mutlaka 2-3 ayda bir yüzyüze olacak şekilde toplantılar ayarlayın. Eğer mümkünse video konferanslar ile toplantılarda görsel desteği artırın. Video konferansın verimliliği tele konferenasa göre oldukça yüksektir. Ancak bağlantı problemleri ve pahalılığı bir dezavantajdır.
Daha yazılabilecek çok fazla konu var. Ancak hem daha fazla uzatmamak, hem de bunları başka yazılarımda paylaşmak adına burada bitiriyorum.