Çalışanların genel sorunu(A.K.A.T sendromu)

Zaman zaman iş yaşamında yaptığım işin beni tatmin etmediği hissine kapılır bu konuda kendi kendime hayıflanırım. Ama geçen gün yine bu konu hakkında düşünürken bir aydınlanma anı yaşadım ve aslında bu durumun sadece bana özel olmadığını çevremdeki bir çok kişinin de aynı durumda olduğunu gerek konuşmalarından gerekse vücut dillerinden bunu belli ettiklerini farket ettim. Bunun sebebini düşünürken de başlıkta kısaltmasını yazdığım teoriyi ürettim.

A.K.A.T(Artan Karmaşılık Azalan Tatmin) sendromu, sanayi devrimi ile başlayan insanın iş yapış biçimindeki değişiklikten kaynaklanan bir sorun aslında. Sanayi devrimi öncesinde günümüze kadar olan süreci düşünürsek yapılan işin kapsamı ve karmaşılığı ile insan yetkinliği, insanın sahip olduğu bilgi seviyesi şöyle bir grafik çiziyor.

Tarım toplumunda insan, her işi tek başına ve genellikle kendisi için yapıyordu. Sebze meyvesini kendi yetiştirir, ekmeğini kendi yapardı. Yani şu anda hiç düşünmediğimiz, nasıl yapıldığı hakkında fikrimizin dahi olmadığı basit işleri o zamanlar herkes kendisi yapmakta idi. Bu her ne kadar zaman kaybettirici gibi görünse de insanın birşey yapabilme egosunu oldukça okşayan bir faaliyetti.

Sanayi devrimi ile birlikte tekil iş üretiminden çoklu iş üretimine geçilme başlandı. Yapılan her iş için ayrı bir meslek doğmaya başladı. Ekmek üretmek için fırıncılık doğdu, fırınlar için makineler üretildi. Sebze ve meyveyi bizim yerimize üretenler çıktı. Makinalar, arabalar üretildi. Tüm bunlar yapılırken takım, ekip kavramı ortaya çıkmaya başladı. Bilgi devrimi ile birlikte bu kavram vazgeçilmez hale geldi.

Artık insanoğlunun günümüzde tek başına uçtan uca bir ürünü-hizmeti yapabilmesinin olanağı yoktur. Sanayi Devrimi öncesinde insanoğlu tek başına ve çoğunlukla kendisi için bir ürün/ hizmet üretirken herşeyi ile kendisinin yaptığı, elle tutulur gözle görülür birşey yapıyordu ve bu tatmini çok yüksek bir işti. Zamanla işlerin karmaşıklaşması bir insanın yeteneği ve kapasitesini aşmaya başladı.

Böylece takım ve iş bölümü, uzmanlaşma başladı. İnsanlar artık belli konularda uzmanlaşıyorlar ve diğer tüm işlerden büyük oranda çekiliyorlardı. Artık fabrika da sadece kumaşa baskı basmakla görevli idi. Eskiden olsa kalıp desenini kendi çizmesi, kalıbı kendi oyması, boyayı kendi oluşturması, kumaşı kendisi dokuyup bunu boyaması gerekirdi. Şimdi ise bu adımların hepsini ayrı bir kişi yapmaktaydı. (İronik olan ise insanın bilgi seviyesinin eskiye oranla kat be kat artmasıdır. İnsanın daha öncesine göre daha çok şey yapabilecek kapasitesi varken bunun çok ama çok azını kullanabilmektedir.)

Bir yandan ise gelişen bilim ve teknoloji ile elde edilen bilgiler okullarda öğretiliyor, bireyin bilgi kapasitesi gün geçtikçe artıyordu. Ama vahim olan işin karmaşıklık ve büyüklüğünün hızla artması değil aynı zamanda sanallaşması idi. 20.YY ortalarına kadar etkin olarak var olan işçi sınıfı her ne kadar uzmanlaşarak iş tatmini azalsa da yine de somut birşeyler üretebiliyordu. Bilgi devrimi ile birlikte hızla işçi sınıfının küçülmesi ve beyaz yakalıların etkinleşmesi bu durumu daha vahim hale getirdi.

Günümüzde insanın tek başına yapamayacağı kadar büyük parçalar iş paketlerine bölünmüştür, bütüne sahip olma hissi azalmakla birliket yapılan işin de nisbeten sanal olması bu tatminsizliği daha da artırmaktadır.

2 thoughts on “Çalışanların genel sorunu(A.K.A.T sendromu)

  1. Çağdaş,
    Fikrini okudum. Çok temel bir konuyu kısaca özetlemeye çalışmak son derece zordur 🙂 Ama yine de birkaç söz söylemek isterim. Tatminsizlik hissinin ve yapılan işten sıkılma eğiliminin eskiden daha az olduğu görüşünü öncelikle ispatlamak gerekir bence. Ama bu çok zor, belki literatür taraması ile zamanında yapılmış çalışmalara ulaşılabilir. Ayrıca iş bölümü de avcı toplayıcı ve ana erkil olduğumuz dönemlerden beri süregelen bir yöntem.
    Benim fikrim şu yönde: İnsan operasyonel iş yaparsa sıkılır. Çünkü sürekli aynı sürecin tekrarını gerektiren işler bence insanın doğasına uygun değildir ve makinelere terk edilmelidir.
    İnsanlar da sanat ve bilimle uğraşmalı, hayatlarını hayatı anlamaya adamalıdırlar.

  2. Selam Bora, aynen dediğin gibi konu çok uzun yer kısa olunca bu kadar oluyor:) Ama anlatmak istediğimi sen çok güzel özetlemişsin. Siteme katkılarını bekliyorum. Sanırım senin de blogun var. İstersen blog kardeşi olalım:)

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s